TTB AHEK ve SES’in “Vergide Adalet” Eylemleri 45. Haftasında: 78 Canımızın Hesabı İçin, Eziyet Yönetmeliği’nin İptali İçin, Gelirde ve Vergide Adalet İçin Topyekun Adalet İstiyoruz!

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu (TTB AHEK) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) öncülük ettiği, illerde sağlık emek-meslek örgütlerinin de katıldığı “Sağlık Çalışanları Vergide Adalet İstiyor” başlıklı eylemler, 44. haftasında devam etti. Aile sağlığı merkezleri ve vergi daireleri önlerinde yapılan basın açıklamalarında “Vergide Adalet İstiyoruz”, “Eziyet Yönetmeliği’ne Hayır”, “Paralı ASM’ler İstemiyoruz” yazılı pankartlar ve dövizler taşındı.

Basın açıklamalarında Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangının faillerinin ortaya çıkarılması, yönetemeyenlerin hesap vermesi ve adalet sağlanması talebi, gelirde ve vergide adalet talebi ile bir arada dile getirildi. Sağlık Bakanı’nın çelişkili açıklamalarına da tepki gösterilen açıklamada; kamu olanaklarıyla yapılan, güvenli, ulaşılabilir aile sağlığı merkezleri binalarında yeterli insan gücüyle, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, toplumun her kesimine tamamen ücretsiz birinci basamak sağlık hizmeti verilmesi gerektiği belirtildi. Sağlık çalışanları için güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve insanca yaşamaya yetecek ücret de istenen açıklamalarda, aşı tereddüdüne karşı yasal düzenlemeler ve yeterli aşı temini gerekliliği de dile getirildi.

“Vergide Adalet” eylemleri, tüm sağlık çalışanları için vergide adalet sağlanana, vergi kesintileri yıl içinde sabit kalana ve kesinti oranı üst sınırı %15 olana ve “Eziyet Yönetmeliği” iptal edilene dek her çarşamba sürecek.

45. hafta için hazırlanan basın açıklaması şöyle:

78 Canımızın Hesabı İçin, Eziyet Yönetmeliği’nin İptali İçin, Gelirde ve Vergide Adalet İçin Topyekun Adalet İstiyoruz!

Ülkemizde adaletsizliğin boyutları o kadar büyüdü ve çeşitleri o kadar arttı ki, artık yaşadığımız yönetememe krizi sonucunda yurttaşlarımız canından oluyor.

Bolu’da 36’sı çocuk 78 yurttaşımız tatil yaptıkları otelde yanarak, boğularak, pencerelerden atlayarak yaşamını yitirdi.

Çok üzüldük, “Ölümlere sebep olanlar yargılansın, yönetemeyenler istifa etsin” dedik ama sadece ölenlere başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyen sözler duyduk. Bir süre sonra unutulacağı düşünülen, insan eliyle oluşturulan büyük bir cinayete tanıklık ettik.

78 insanımızın acısını unutturmamak, failleri ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesini istemek için taleplerimizi birleştirdik, “topyekun adalet” demeye başladık.

Bir yıldır gelirde ve vergide adalet talebimizi aile sağlığı merkezlerinin (ASM), hastanelerin ve vergi dairelerinin önlerinde söylerken; hükümetin Londra’da küresel sermayenin temsilcilerinden nasıl övgü aldığını basından öğrendik. Sözcü yazarı Erdal Sağlam; “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da yatırımcılarla çok sayıda toplantı yapıp, fon yöneticileri ve bankacılarla görüşürken toplantılara katılan bir bankacı, düşük yılbaşı zamlarına Cumhurbaşkanı’nı ikna etmesi nedeniyle Şimşek’e güvenin yurtdışında arttığını, kimsenin artık ‘Bakan görevden alınır mı?’ sorusunu yöneltmediğini” aktarmış.

Çalışanlardan kesilen yüksek oranda vergilerle, halkın kazancından alınan dolaylı vergilerle oluşturulan geliri şirketlere/fonlara verilen faize, kamuda şatafata harcayan, halkı ise fakirleştiren hükümete halkın güveni kalmamışken; küresel sermaye temsilcilerine güven vermeyi tercih edenlere söylenecek söz nettir: Yeter artık, gidin!

Sağlık Bakan Dr. Kemal Memişoğlu “Sigara, bağımlılık, kötü beslenme, hareketsizlik gibi sağlığımızı engelleyen unsurları dışlamak ve hastalanmadan sağlığımızı korumak için de aile hekimliklerini ön planda tutmaya çalışıyoruz. İzmir’de aile hekimlikleri yapıyoruz. Birçok inşaatımız var. Onlara kurumsal kimlik kazandıracağız” diyor. Biz de kendisine soruyoruz:

Bir yandan koruyucu sağlık hizmetlerin önemini vurgulayıp diğer yandan artan aşı tereddüdü için adım atmazken, ASM’leri fitoterapi merkezlerine dönüştürmeyi nasıl açıklıyorsunuz?

Deprem bölgesinde yıkılan ASM’leri yeniden yapmazken, ASM çalışanlarını konteynırlarda sağlıksız koşullarda hizmet vermeye zorlarken, “İzmir’de ASM yapıyoruz” diyerek gerçekleri örtmeye çalışmak size inandırıcı geliyor mu?

Deprem sonrası zor koşullarda çalışan ASM çalışanlarının istifa etmek zorunda kalmasına bile ses çıkarmayan, “Eziyet Yönetmeliği”ni dayatan Sağlık Bakanı istifa etmelidir.

Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık çalışanlarının görüş ve önerilerini dikkate almadan dayattığı “Eziyet Yönetmeliği”ne göre; Hastalık Yönetim Platformu (HYP) denilen, sayısal verilerin toplanması, performans ve iş güvencesi ölçeğine endekslenmesi sağlık sistemini tehdit edecek hale getirdi. Sosyal medyada, HYP’de toplanan verilerin yapay zekâ ile oluşturulan bot programlar aracılığıyla çalınabileceğini gösteren paylaşımların çıkmış olması dikkat çekicidir.

Taleplerimiz açık, bir kez daha yineliyoruz:

  • Kamu olanaklarıyla yapılıp donatılan, depremlerde yıkılmayan, herkesin rahat ulaşabildiği ve hizmet alabildiği ASM binaları istiyoruz.
  • Yeterli insan gücüyle, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, toplumun her kesimine tamamen ücretsiz birinci basamak sağlık hizmeti vermek istiyoruz.
  • Aşı tereddüdüne karşı yasal düzenlemeler ve yeterli aşı temini istiyoruz.
  • Sağlık çalışanları için güvenli ve güvenceli çalışma koşulları, performans sopası olmadan yüksek vergi kesintilerinin yapılmadığı, insanca yaşamaya yetecek, emekliliğe yansıyacak ücret istiyoruz.

Bugün 29 Ocak 2025 Çarşamba. 45 haftadır eylemdeyiz. Eylemlerimizi vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalması ve kesinti oranının en fazla %15 ile sınırlanması, “Eziyet Yönetmeliği”nin iptal edilmesi ve taleplerimizin karşılanması, Bolu’nun, Çorlu’nun, İliç’in, Soma’nın hesabının verilmesi ve adaletin sağlanması için her çarşamba sürdüreceğiz.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

Loading

Paylaş